KÜRTLER BU OYUNA GELMEZ

AK Parti Bingöl İl Başkanı Mehmet Hanefi Güler, Kürt Tarihi ile ilgili geniş değerlendirmelerde bulundu. Kürtlerin, İslamiyeti kabul eden ilk halklardan olduğunu vurgulayan Güler, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin bütün haklara sahip olduğunu, PKK'nin yürüttüğü savaşın Kürtlerle hiçbir alakası ve faydasının olmadığını, Kürt milliyetçiliği kullanılarak İslam'a hakaret edildiğini ve toplumsal değerlerin ayaklar altına alındığını belirtti. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Liderliği'nde Türkiye'nin gönül coğrafyasını aşarak Afrika'dan, Asya'ya, Avrupa'dan Ortadoğu'ya şefkatli elinin uzadığını ve salgın sürecinde AK Parti'nin milletin emrinde olduğunu kanıtladığını söyledi.

“Kürtler İslamiyeti Kabul Eden İlk Topluluklardandır”

AK Parti İl Başkanı Güler, yaptığı değerlendirmede Kürt Tarihi ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “ Kürtler Ortadoğu'nun eski halklarından ve İslam ile asrı-saadet döneminde tanışmışlardır. İslamiyeti ilk kabul eden halklardandır ve İslamiyet'e çok büyük hizmetleri olmuştur. Caban El Kurdi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) zamanında Müslüman olan ilk Kürt asilli sahabelerden biri ve ayrıca İslam tarihinde ilk atanan valilerdendir. Bunlarla beraber  Selahaddin-i Eyyubi, Ahmede Xani, Ahmede Xasi, İdrisi Bitlisi, Halili Cibrani, Melaye Cezeri,  Bediüzaman Said Nursi, Mevlana Halidi- Bağdadi, Şerefhan Bitlisi, Şeyh Ubeydullah Nehri, Şeyh Saidi Palevi gibi daha nice kürt lider, aydın ve İslam âlimi sayabiliriz. Bunların ortak paydası yaşantıları, terbiyeleri İslam kültürü ve Nakşibendî tarikat kültürüdür. Kürtlerin toplumsal ve sosyal yaşantısında İslamiyetin rolü büyüktür, islamiyetin medrese geleneğini özümsenmiş, Nakşibendî tarikatı geleneğinde inancını ve sosyal yaşantısını dizayn etmiştir.”

“PKK, Kürt Halkını istismar etti”

Kürtlerin Ortadoğu'daki yaşamları hakkında konuşan AK Parti İl Başkanı Güler konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Kürtlerin Ortadoğu'da Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de yaşadığını bilmekteyiz. İran'da Kürtler sürekli zülüm görmekte, İran'da Kürtlerin hiçbir sosyal yaşantısı yok, İran'da hiçbir Kürt yerleşim yerinde yatırım yok, eğitim, altyapı yok ama PKK İran'ın gizli servisleri ile sürekli temas halinde ve İran'da rejim eliyle Kürt katliamları artarak devam etmektedir.

Irak, Saddam Hüseyin döneminde tarihin en büyük Kürt katliamını yaşamasına rağmen PKK Saddam Hüseyin ile birleşerek Kürtleri katleden tarafta yer almıştır. Yakın dönemde yaşanan bu hareketlere bütün dünya şahitlik etmiştir ve tarihte yerini almıştır.

Suriye'de Kürtler gerek Hafız Esed dönemi gerek Beşar Esed döneminde insanlık dışı her türlü muameleye maruz kalmışlardır. Kimlik dahi verilmeyen, dünya vatandaşı olarak kabul edilmeyen despot bir rejimin baskısı altında yaşamışlardır. Burada PKK hem Hafız Esed'i, hem Beşar Esed'i yıllar boyunca desteklemiştir.

Asıl meselenin Kürtler olmadığı yukarıda üç ülkedeki uygulamalardan bellidir. PKK asıl kuruluş amaçları da sosyalizm yaygınlaşması olan Baas rejimleriyle çok iyi geçinmiş ve bunlarla beraber olmasına rağmen bunlara karşı olduklarını anlatarak halkın duygularını istismar etmiştir.

“Ülkemizde her alanda temsil ediliyoruz”

Ülkemizde yaşayan Kürtler ile diğer 3 ülkede yaşayan kürtleri karşılaştırdığımızda, Türkiye'de her türlü imkana sahip, ülkenin her kademesinde kültürü ve kimliğiyle temsil edilebilmelerine karşın ülkemiz PKK saldırısına  çok daha fazla maruz kalmıştır. Çok bariz bir şekilde meselenin kimlik veya Kürt olmadığı aşikârdır. Meselenin Müslüman, inançlı bir iktidar ve oyunbozan, ezber bozan bir Türkiye olmasından meydana geldiği açıktır.

“Bölgede Devrim Niteliğinde Çalışmalar Yapıldı”

Kürtler'in Türkiye'deki durumlarının tarihsel gerçekliğini de unutmamak lazım; Kürtler ülkemizde Rahmetli Menderes döneminde hizmet ile tanıştı, daha sonra uzun bir süre tekrar suskunluk dönemi sonrası Rahmetli Erbakan hocamızın Milli Sanayi Hamlesi atılımında bölgeye kıymet verilmiş yine Rahmetli Özal döneminde bölge ulaşım, elektrik, altyapı, fabrikalaşma ile tanıştı ve eğitim yatırımları yapıldı. 2002 yılından itibaren iktidarlarımız döneminde altyapı, sağlık, sanayi, eğitim, kara ve hava ulaşım altyapısı ve her konuda bölgeye yatırımlar yapıldı. Bunlar ile beraber sosyal yatırımlara ağırlık verildi. Yine hükümetimiz döneminde Kürtçe dil serbestiyeti, resmi devlet eliyle televizyonlarda Kürtçe TV kanalı, anadilde eğitim, üniversitelerde kürtçe enstitülerin açılması, kültürel yatırımlar, köylere dönüş, köylerin altyapısı, köylere Kürtçe isim verilmesi gibi çok kıymetli devrim niteliğinde çalışmalar yapıldı. 

“HDP'nin söylemleri inanç ve değerlerimizle uyuşmuyor”

HDP'nin söylemlerini takip ettiğinizde, Kürtler ile ilgili temel bir söylem ile karşılaşmanız mümkün değildir, söylemlerine baktığınızda faydasız, sloganik, seküler ve hiçbir inanç ve  değerimiz ile uyuşmayan bağnaz söylemler ile karşılaşırsınız.

Konuyu aslında buradan ele almamızın en büyük sebebi, mukaddes dinimize dil uzatan,  hastalıklı düşünceleri savunan İnsan Hakları Derneği'nin HDP ve dolayısıyla PKK ile arasındaki organik bağıdır. 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bu kuruluşun insan kaynağı Kürtlerdir. Son olarak Diyanet İşleri Başkanımızın 24 Nisan tarihli Cuma hutbesine karşı yapmış oldukları açıklamaları ile tekrar seslerini duymuş olduk.

“Milli Şuur Sahibi Herkes KARŞI ÇIKMALI”

Kürtlerin tüm bu iyi niyetine karşın maruz kaldığı bu yaklaşım asla kabul edilemez. Bu meçhul yapının tuzağına düşen Kürt çocukların ömrü, 2-3 yıl sürmüş, hepsini cellâtların önüne atarak yok etmişlerdir ve bu acı üzerinden siyaset devşirmişlerdir. 40 yıldır PKK'nın baronlarından hiçbirinin ölmemesi sizce tesadüf müdür? Kürtlerin en büyük sorunu PKK, HDP ve bunlara yakın duran yazarlar ve derneklerdir. Kürt diline de en büyük zararı yine bu yapılar vermiştir. Milli şuur sahibi her bir Kürt'ün bunlara karşı çıkması lazım. HDP'nin Kürtlere kabul ettirmek için uyguladığı yıkıcı siyaseti görmeden bu konuda doğru bir siyaset geliştirilemez. Kürt aydınları bunu göremiyor... HDP,  başkalarının işlediği bir suçu Kürtlerin üstüne yıkmak istiyor. Kürtleri bir bütün olarak suçlamanın ne hukuki ne de vicdani bir yönü vardır.

“Müslüman kimliğinden dolayı Kürt Liderler Eleştiriliyor”

Türkler ve Kürtler bin yıllarca aynı bölgede beraber yaşayabilmiş milletlerdir. Tarihin hiçbir döneminde hiçbiri diğerini yok etmek amacıyla bir faaliyet içine girmemiştir. Kürtlere dayatılan güya Kürdler adına hareket eden aynı odaklar eliyle yürütülüyor. Bunlar, kendilerine verilen emir ve talimatları uyguluyor. Ama seküler inançsız solcular psikolojik bir savaş yürüttükleri için önce Kürt gençliğine kabul ettirip ardından Kürtler üzerinden kamuoyu oluşturmak istiyorlar. Selahaddin Eyyubi bir Zerdüşt ya da Ezidi olsaydı şuan onun hakkında yapılan tartışmaların hiçbiri yapılmazdı. Onu ve kurduğu imparatorluğu Kürtlük namına eleştirenler tam aksine sahipleneceklerdi. Sorun Eyyubi'nin Müslüman olmasıdır. Bunu hazmedemiyorlar. Kürtlere ilgili gündemine hiçbir ilmi araştırma almayan ve uluslararası zemine taşımayan HDP/PKK, neden Ermeni soykırımı söz konusu olunca Kürtleri, Ermenilerin adeta sözcülüğüne teşvik ediyor. Bütün Kürtleri solculukla suçlanmanın psikolojik, siyasal ve sosyolojik zemini başta PKK/HDP olmak üzere Solcu Kürtler eli ile oluşturuldu. Solcu Kürtler, bu kimi komitacı zihniyetli Ermeniler ile gereğinden fazla bir ilişki içinde. Dört buçuk asırdan beri vahdet-i İslamiyenin fedakâr ve cesur hadim ve taraftarları olarak yaşamış ve dinî ananesine sadâkati gaye-i hayat bilmiş olan Kürtlerdir. HDP eski Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in bizzati ağzından açıklaması var ‘Ermenileri tekrar ait oldukları yerlere yerleştireceğiz' diyor. Kürtler mazlum bir millettir. Kürtleri, Apoizme, kemalizme, sosyalizme, ateizme, LGBT'ye ortak etmeye çalışanlar bu mazlum millete terör yaftası yapıştırmak ve Kürtleri dünya nezdinde itibarsızlaştırmak istiyorlar. Bunlara teslim olmayacağız. Kürtler provoke edilmeye çok müsait bir yapıdadır çünkü fazla duygusallık söz konusu. Her şeye rağmen mantık ile hareket edilmeli. Solcu Kürtler çözüm ve proje üretemiyor. Yapabildikleri en iyi şey polemik oluşturmaktır. Müslüman Kürtler parça parça olmamalıdırlar. Birleşip birlikte bu apoizme, kemalizme ve ateizme karşı koymalılar. Şartsız, koşulsuz dindar Kürtlerin temsiliyetinin HDP'de olamayacağının bilinmesi gerekir.  HDP dindar Kürtleri temsil edemez.  PKK'nin yürüttüğü savaşın Kürtlere hiçbir alakası ve faydasının olmadığı ortadadır. Kürt milliyetçiliği adı altında İslam'a hakaret eden, toplumsal değerlerimizi ayaklar altına alan, dış güçlerin ajanıdır, oyuncağıdır. Kürt milliyetçiliği adı altında İslam'a hakaret eden biri her halükarda kendi milletinin, gelecek nesillerinin düşmanıdır. Türkiye'de bu tip yapılar, arkalarındaki güçlerin farkındalığı oluşmadığı sürece yeni nesillerimiz sürekli tehlike altında olmaya devam edeceklerdir. Nesillerimizi, toplumsal değerlerimizi ve en önemlisi dinimizi korumak adına mücadele etmemiz gerekir.

“HDP, Kürtleri Temsil edemez”

Kürtler İslam Ümmeti'nin bir parçasıdır.  ABD, İsrail, Rusya Kürtlerin dostu değildir. Kürtlerin Dünya'daki tek dostu Türkiye'dir. Türk Kürt el ele bu emperyalistlere ve kuklalarına hak ettikleri dersi vereceğiz. İlk ırkçı şeytandır. Ben ateşten yaratıldım, Adem ise topraktan, O halde ben ondan üstünüm dediği için şeytan olmuştur. Sosyalist halk devrimini gerçekleştirdiğini söyleyen PYD/YPG militanları yıllarca emperyalist dedikleri ABD bayrağının gölgesine sığınıyorlar. Sosyalistler böyledir. Kahrolsun emperyalizm derler en ufak sıkıntıda emperyalistlerin eteğine sarılırlar. Kürt anaları dağa götürülmüş evlatları için ağıt yakarken, HDP'li başkanların çocukları Avrupa'da tatil yapıyor. Sosyalistlerin iç yüzü budur. HDP, Kürtlerin İslam ile tarihsel bağını kesmek istiyor. Diyarbakır'da HDP zihniyetinin yaptığı tahribat ortada. Diyarbakır'ın İslam'la şereflenmesini sağlayan fethin komutanı İyaz bin Ganem'in (r.a) ismini kaldırarak bir terör suçlusunun ismini veren Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi değil miydi? PKK, HDP ve Öcalan muhafazakar, mutedeyyin Kürtleri temsil edemez. Türk ve Kürt solu her zaman darbeci zihniyetlere hizmet etmiştir.

Çözüm Ak Parti'dedir

HDP Kürtleri, onların tarihi ile barışık olmayan CHP'ye payanda kılması son seçimlerde açıkça ortaya çıkmıştır. Tüm Kürtler onların önünde diz çökecek, onlara biat edip yularını onların eline verecek. "Kürt halk önderi" diye Kürt milletine yutturmaya çalışılan Abdullah Öcalan'ın Kürtleri kimlerin kuyruğuna bağladığına bakar mısınız? Kürtleri Ertuğrul Kürkçü, Sezai Temelli, Garo Paylan'a bağladılar. Kemalizmin, Ateizmin, Maocu zihniyetin Kürt halkına yapmaya çalışıp yapamadığını PKK eliyle yapmaya çalıştılar. Allah'ın izniyle başaramayacaklar. Bütün bunların çözüm adresi İslam kardeşliğinde ve ümmet söylemi ile yola çıkan maddi ve manevi kalkınmayı sağlayan AK Parti'dedir. Bugün her Kürt vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının aldığı hakların tamamına eşit bir şekilde sahiptir. Terörün ülke gündeminden çıkmasıyla birlikte bölgemizin potansiyeli ortaya çıkacak, gelişimi ve kalkınması hızlanacaktır. Bize düşen Liderimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında dik durmak, gücünü güç katmak ve zararlı ideolojilere karşı çıkmaktır. Bugün salgın sürecinde AK Parti Bingöl'de 32 binden fazla ailemize nakdi yardım, diğer binlerce ailemize ayni yardım yapıyor. Esnafımızın aldığı destekler 100 milyonları aşmış durumda. Vakıflarımız ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızla koordineliyiz ve sahada çok aktif çalışıyorlar. Salgın sürecinde AK Parti olarak sahadaki etkinliğimizi çok daha yukarılara taşıdık. Normalleşme ile birlikte çok daha aktif bir şekilde çalışmalarımıza daha büyük ivme kazandıracağız. Bu duygu ve düşüncelerle bütün vatandaşlarımıza saygı, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum.” şeklinde konuştu.