Bingöl'de yaşayan 7 çocuk babası 8 de torun dedesi Sadarettin Tunç (65), 1969 yılında köyden gelerek terzi çırağı oldu.
1975 yılında kendi iş yerini açan Tunç, o günden bu yana bu mesleği severek sürdürmeye devam ediyor. Yaklaşık 30 yıldır Ulucami pasajındaki 10 metrekarelik dükkanında işini sürdüren Tunç, değişen ve gelişen dünyaya da direnmeye devam ediyor.
Yarım asırdır mesleğini severek sürdürdüğünü İHA muhabirine anlatan Tunç, “1969'da Bingöl'e gelip ilk çıraklık dönemime başladım. Eski hal dediğimiz yerde çıraklığa başladım. 1975'e kadar çıraklık, kalfalık, ustalık ve 1975'te de dükkanımı müstakil olarak açtım. 1991'de bu camimiz faaliyete girdi ve 30 yıldır bu pasajdayım. Esnaflık, terzilik sanatımı devam ettirmekteyiz. Mesleğimi severek hem de en iyi şekilde nasıl olacaksa o şekilde yapmaya çalışıyorum. Mesleğimi yarım asırdır devam ettiriyorum ve her gün gittikçe daha severek yapıyorum, bıkmadım. Yaşım ilerlemesine rağmen” dedi.
“Benim çıraklık ve kalfalık dönemimde aşırı derecede mesleğimize rağbet vardı”
Kendisinin çırak olduğu dönemde mesleğe çok rağbet olduğunun altını çizen Tunç, “Tabi günümüzün şartlarında mesleğimizde yeni yetişen ve yetiştirdiğimiz eleman maalesef yoktur. Benim çıraklık ve kalfalık dönemimde aşırı derecede mesleğimize rağbet vardı. O tarihte okullar tatil olur olmaz her baba alıp çocuğunu yanımıza getiriyordu. Böyle bir dükkanda o gün için çırakla beraber 7-8 kişi çalışabiliyordu. O gün şartlar daha ağırdı. Biz bir ütüyü çalıştırmak için kömür arıyorduk. Fırın fırın dolaşıp kömür arıyorduk. O zaman kömürlü ütüleri çalıştırıyorduk. Şimdi ise teknolojidir, sanat daha kolay olmuş” diye konuştu.
Müşterilerinin orta ve yaşı kesimden olduğunu söyleyen Tunç, “Mesleğimizde tabi şuan için gençler elbise diktirmiyorlar. Konfeksiyonlarda sportif elbiseleri giyiyorlar. Bizim müşterilerimiz ağırlık orta yaş ve yaşı kesime hitap ediyor. Mesleğin biteceği gibi maalesef müşteriler de bitmek üzeredir” dedi.
“iki gece eve gitmedim ve elbisesini bitirdim”
Başından geçen bir anıyı paylaşan Tunç, “Benim bir arkadaşım sabah geldim dükkanın önünde bekliyor. Düğünüm kurulmuş dedi ve ben hemen acilen onun elbisesine başladım iki gece eve gitmedim ve elbisesini bitirdim. Tabi yorgun düştüğüm için arkadaşın düğününe gidemedim. Yani o gün ki şartlarda çok rağbet vardı. Maalesef bugün o rağbet artık yok” şeklinde konuştu.