ANASAYFA | YEREL HABERLER | GÜNDEM | SİYASET | EKONOMİ | EĞİTİM | YAZARLAR | GALERİLER | WEB TV | TÜMÜ |
AK Parti eski il başkanı Mehmet Hanefi Güler, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yerel basın temsilcileri ile bir araya gelen Güler, Adalete vurgu yapıyorum, bölgeciliği kaldırmamız gerektiğini söylüyorum. Bölgecilik ilimizin hastalığıdır. Bu ilin geri kalmışlığının yegâne sebeplerinden biri bölgeciliktir. Bunları söylediğim içinde mevcut il başkanına bir talimat geçmişler, kendi yürütmesinde benim aleyhime bir karar alıp disiplin kuruluna sevk edilmek üzere genel merkeze gönderilmiş. Hiçbir gün peşine düşmedim, onların kararıdır. “PARTİYE YÖNELİK OLUMSUZ SÖYLEMLERİM OLMADI” AK Parti'den ayrıldığı günden bu yana hiçbir şekilde partisinin aleyhine çalışmalar ve söylemler içinde olmadığını ifade eden Güler, “ Milletvekilleri ile ters düşme nedenlerimizden biride teşkilatların bir merasim gibi siyasi vekilleri karşılayıp-uğurlayan, onların emir komuta zinciri gibi işleyen bir gelenek vardı. Gönüllü olup karşılamaya gidenler gidebilir ama biz kimseye bunu mecburi kılmayacağımızı söyledik. Prensip olarak yanlış bulduğum bir uygulamaydı ve bu uygulamayı kaldırdım. Bu da arkadaşlarımızın zoruna gitti. Bu uygulama hem geçmiş vekillerimizin hem de bugün ki aktif vekillerimizin hoşuna gitmedi. Bu sıkıntı yarattı. İkincisi, ben kendi yönetim kurulu üyelerimi kendim seçmek istedim. Kiminle daha iyi anlaşacağıma, kiminle daha faydalı olabileceğimi seçmek istedim. Çalışma ekibimi kendim oluşturmak istedim. Buna da müdahale ettiler. Bu konuda da aramızda bir sıkıntı meydana geldi. AK Parti'de görevden ayrıldığım günden itibaren hiçbir şekilde partiye yönelik olumsuz söylemlerim olmadı ama milletvekilleri, aleyhimde çalışanlarla birlikte hareket ettiler, toplantılar yaptılar” diye konuştu. “BU İLDE YEGÂNE ÇÖZÜM ADALETTİR” Sürekli olarak adalete vurgu yaptığını dile getiren Güler, “Bu ilde yegâne çözüm adalettir. İnsanların sana inanması, adil olduğuna kanaat getirmesi lazım. Adalete vurgu yapıyorum, bölgeciliği kaldırmamız gerektiğini söylüyorum. Bölgecilik ilimizin hastalığıdır. Bu ilin geri kalmışlığının yegâne sebeplerinden biri bölgeciliktir. Maalesef seçimden seçime bunu ısıtıp ısıtıp soframıza getiriyoruz, seçim bittikten sonra kimse bunu konuşmuyor. Benim bunları söylemem vekillerin zoruna gitmiş. Duyduğum kadarıyla mevcut il başkanına bir talimat geçmişler, kendi yürütmesinde benim aleyhime bir karar alıp disiplin kuruluna sevk edilmek üzere genel merkeze gönderilmiş. Hiçbir gün peşine düşmedim, onların kararıdır” şeklinde konuştu.
“MİLLETVEKİLLERİ ŞEFFAF OLMALIDIR” Milletvekillerinin topluma karşı sorumlu ve şeffaf olması gerektiğini ifade eden Güler, şunları söyledi: “Vekil, geliri dahil şeffaf olmalıdır. Toplumun adalet terazisinin şaşmaması noktasında, siyasetçiye güvenmesi noktasında vekilin bu topluma karşı şeffaf olması lazım. Gelirini de, giderini de bu toplumun bilmesi lazım. Eğer vekil maaşının dışında harcamalar içindeyse, eğer gelirinin üstünde bir harcamalar zinciri içindeyse bu vekili alkışlamak değil, sorgulamak lazım. Siyasi makamlara gelen kim olursa olsun, insanlara hesap verebilme konusunda şeffaf olmalıdır. Siyasetçiler adil olmalıdır, ailelerini siyasete alet etmemeleri gerekiyor. Milletvekillerinin yakınlarının il başkanının, il genel meclis üyesinin, kurum müdürlerinin üstüne çıkmaması, hüküm sürmemesi lazım. Ben bunu savundum, bunun mücadelesini verdim. Bu da siyasetçilerin hoşuna gitmediği için fikir ayrılığına düştük.” “AK PARTİ'NİN TÜRKİYE'DE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ, DEĞİŞİM, BİNGÖL'DE SAHADA GÖRÜLMÜYOR” Bingöl'ün ticari, kalkınma, gelişim durumuna baktıklarında üzüldüklerini ifade eden Güler, “Mesela 20 yıllık AK Parti iktidarında Cevdet Yılmaz'a nasip olan makamlar, 100 yılda kimseye nasip olmadı, bundan sonra kimseye nasip olur mu, o da meçhuldür. Ona nasip olan bu güç, Bingöl'ün kalkınmasına, Bingöl'ün gelişmesine, ticaretine, üretimine indirgendiğinde düşük kalıyor. AK Parti'nin Türkiye'de gerçekleştirdiği, değişim, dönüşüm Bingöl'de sahada görülmüyor. Bingöl'de üretimimiz yok, dışarıdan para getirecek herhangi bir üretimimiz yok, imalatımız, sanayimiz yok. Bir il nasıl gelişir yabancı parayla gelişir. Sadece devletin gönderdiği maaşlarla iller gelişmez. Mesela Cevdet Bey, 200 ülke gezdi, her ülkeyi gezisinde 2 Bingöllüyü götürseydi, 400 Bingöllü ederdi. Bunlardan yüzde 5 verim alsaydı 20 Bingöllü ederdi. Bunlar üretime dönük yatırım yapsaydı, imalatçı, sanayici olsaydı en az 2-3 bin istihdam sağlamış olurdu. Memleketler böyle kurtulur. Yol, yaptık hastane yaptık bunlar Türkiye'nin her tarafında var. Yüksek profilli siyasetçi Bingöl'de bir ilktir, bunu üretime, ticarete yönelik gerçekleştirseydi istediği işadamlarını Bingöl'e getirebilirdi. Bunlar yapılsaydı Bingöl bölgede farklı bir şehir olabilirdi” diye konuştu.
YORUM YAZIN
|
|