22 Aralık 2024 Pazar

TOPLUMUN KARARI DEĞİŞİMDEN YANA

CHP Bingöl Milletvekili Adayı Serdar Atalay: Türkiye toplumunun ben şu anda bir karar aşamasına geldiğine inanıyorum. 20 gün var seçime ama bu kararın da bir değişimden yana olduğunu düşünüyorum.

27 NİSAN 2023 PERŞEMBE 16:21
0
1624
0
AA aa
TOPLUMUN KARARI DEĞİŞİMDEN YANA

CHP Bingöl Milletvekili Adayı Serdar Atalay, daha önceden Saadet Partisi'ndeydi. Daha sonra CHP'ye geçip yine bu partiden önce milletvekili aday adayı daha sonra aday oldu. Bu süreçten sonra Temel Karamollaoğlu ile olan fotoğrafına, adaylık sürecine ve Temel Karamollaoğlu ile görüşmelerini anlattı.

“CHP'NİN ADAYI OLMAK BİR DEZAVANTAJ DEĞİL. BİLAKİS, SİYASETİN AVANTAJ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.”

Atalay: “Ben öncelikle teşekkür ediyorum sizlere böyle bir fırsatı verdiğiniz için. Saadet Partisi'ne müracaatını yaptım. Tabii o süreçte henüz ittifaklar netleşmemişti. Yani daha doğrusu Millet İttifakı'nın hangi çatıyla seçime gireceği henüz netleşmemişti. Görüşmeler devam ediyordu. Yaklaşık bir hafta, on gün sonra bir netleşme oldu ve CHP çatısında 5 partinin İyi Parti dışındaki beş partinin girme ihtimali kesinleşti. Açıkçası benim açımdan hiçbir sürpriz olmadı. Ben her türlü şeye hazırlıklıyım. Zaten Cumhurbaşkanı adayımız, Sayın Kılıçdaroğlu olduğu için benim açımdan CHP'nin adayı olmak bir dezavantaj değil. Bilakis siyasetin avantaj olduğunu düşünüyorum. Temel Bey'le müracaat ettiğim gün görüşmüştüm. Adaylık niyetimi kendisine söylemiştim. O da hayırlı etti beni. Bingöl'de Saadet Partisi kontenjanından seçime girilmesinin başarıyı getireceğini kendisine ifade etmiştim. Ama tabii çatının nasıl olacağı konusunu o da bilemiyordu. Ben de bilemiyordum fakat potansiyel olarak Saadet Partisi adayının kazanma ihtimalini güçlü gördüğümü söyledim. Benim aday olmam halinde bununla daha da güçleneceğiz. Bu ifadeleri kullandım kendisine ve kendisi de başarılar diledi bize, beraber fotoğraf çektik. Milli gazetede zaten yayınlanmıştı. Yani bu tarz bir görüşmemiz oldu. İttifaklar henüz netleşmediği için o da çok detay vermedi tabii. Sadece biz, kendi adayımızın Bingöl'de olmasını istiyoruz dediler. Masada da zaten her görüşmede Saadet Partisi diyebilirim ki birinci sırada. Bingöl, yani bizim bölge özelinde söylüyorum, birinci sırada Bingöl'ü öncelediğini ifade etmişti. Yani biz birinci sırada Bingöl istiyoruz gibi. Tabi CHP olunca da otomatikman 5 partinin bütün adayları oradan aday oldu. Ben de doğal olarak Saadet Partisi kontenjanından CHP'nin Bingöl liste başı oldum.”

Atalay, bir bürokrat olarak ve Bingöl sosyolojisini de iyi bilen biri olarak CHP'ye gelen sokak eleştirilerine de yanıt verdi:

“Cumhuriyet Halk Partisi tabi Cumhuriyeti kuran bir parti. Tek parti döneminde de Bingöl'den sürekli vekil olmuş. 1980'e kadar da yine hep Bingöl'den milletvekili çıkarmış. 2 vekilimiz varken, biri hep Cumhuriyet Halk Partisi vekili olmuş genel olarak. En sonunda 1987'de SHP Bingöl'de bir milletvekili çıkarıyor ama orada Refah Partisi barajı aşamadığı için bir milletvekili kazanmış oluyor. Normalde Refah Partisi kazanmış oluyor. Rahmetli Hacı Abdullah Gazi Bey Türkiye'de Refah %10 barajının altında kalacak. Engelde milletvekili olduğu halde kazanamadı. Onun yerine sayın rahmetli İlhami Binici Bey SP'den vekil olduğu için o kazanmıştı şimdi CHP'nin Sayın Kılıçdaroğlu liderliğinde bir genişleme potansiyeli var. Yıllardır bunu izliyoruz. Ve bunu Kemal Bey yüzleşme olarak tanımladı. Toplumun değişik kesimleriyle geçmişte yaşadıkları problemlerden ötürü bir sıkıntı yaşadıklarını kendisi de defalarca ifade etti ve samimi olarak öz eleştirilerde bulundu. Bu kapsamda hem Kürtlerle hem muhafazakâr insanlarla bir bağ Düşman şeyine geliştirip kendi partimle sosyal demokrat çizgiye çekme Noktasında ciddi gayretleri oldu ve ben başarılı olduğuna da inanıyorum. Şu an geldiğimiz. İtibariyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin söylemi bana göre demokratik bir söylem ve toplumun bütün kesimlerini kuşatan bir söylem. Bizim zaten aradığımız insanların huzur ve barış içinde demokratik söylemi en üst perdeden dile getirerek rahatlıkla konuşabildiği, yazabildiği, düşünebildiği ifade edebildiği bir ülke olması ülkenin dolayısıyla burada. Ben bu seçimin 2 ana şeyi olduğunu düşünüyorum. Cephesi biri demokrasi cephesi yani genel anlamda diğeri de daha çok içe kapanması. Daha Avrupa Birliği sürecini dışlayan Şangay zirvesini daha çok önceleyen bir anlayış var.

DEMOKRASİNİN OLDUĞU YER İNSANLARI CEZBEDER”

Türkiye'nin selametinin, geleceğinin, gençlerin geleceğinin Avrupa Birliği perspektifinde daha aydınlık olduğuna inanıyorum. Medeniyeti bugün orası daha çok kurallarıyla, kurumlarıyla yürütüyor. Dolayısıyla bugün insanlar göç ederken Suudi Arabistan'a, Pakistan'a, İran'a ya da Çin'e, Rusya'ya göç etmiyor. Afganlar dahi göç ederken batıya gitmeye çalışıyor. Suriyeliler, Türkiye üzerinden batıya gitmeye çalışıyor. Türkiye'den binlerce genç batıya gitmeye çalışıyor. Bunun içinde her görüşten insan var. AK Partili de var. Demokrasinin olduğu yer insanları cezbeder. Hukukun üstünlüğü, hukuk güvenliği, sermayeyi cezbeder. İnsanların güven içerisinde kendisini hissettiği ortamlara gitmesi çok doğaldır. Bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'de insanların yaşadığı sıkıntıları ciddiye alarak, her kesimin derdiyle ilgilenerek, ekonomik sıkıntıları dile getirerek, toplumun ezilen bütün kesimlerinin; KHK'lıların toplumun diğer kesimlerinin, Kürt, Alevilerin ya da kendisini bugüne kadar yeterince ifade edememiş bütün dışlanmış kesimlerin ve Türkiye'de yaşayan 85 milyon insanın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşamasını önceleyen bir anlayışı öne çıkarıyor. Bu doğru bir söylem. Yani bunu Sayın Kılıçdaroğlu söyledi diye buna itiraz etmek akılla, mantıkla bağdaşmaz kişinin söylediği şeye bakmak lazım. Yani eğer söylediği şey toplumu rahatlatacak, ferahlatacak bir şeyse bu iyi bir şeydir.”

Adaylık listeleri açıklandıktan sonra saha gözlemlerini aktaran serdar Atalay şöyle konuştu: “Ben Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Kılıçdaroğlu'nun aday olması gerektiğini başından beri savunanlardan biriyim. Muhalefetin ortak adayının kesinlikle Sayın Kılıçdaroğlu'nun olması gerektiğini yıllardır savunuyorum ve bunu hak ettiğine inandığım için bunu söylüyorum. Siyaseten ilk zamanlar anketlerde geride olduğu zaman bile ben; hayır bunun sona doğru Kılıçdaroğlu'nun lehine döneceğine inandığımı yakın arkadaşlarımla bile siyasi ortamlarda konuştuğumuz bütün insanlar bilirler ve bununla ilgili sosyal medya hesaplarından attığım şeyler de ortadadır. Aynı şekilde biraz da kendimi Bingöl'de uzun zamandır yaptığım hizmetlere bakarak, toplumun dönüşüne bakarak kendi açımdan uygun bir zemin bulduğumu düşünerek siyasete bu dönem girmenin kendi açımdan daha uygun olduğunu düşündüm. Ve toplumsal olarak gerek Sayın Kılıçdaroğlu'nun gerek benim gerekse Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki bu dönüşümün aynı paralelde yürüdüğünü ve toplumsal bir karşılık gördüğünü birebir müşahede ediyorum. Bu anketlere yansıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kazanması noktasında Bingöl dâhil ben bir problem görmüyorum. Yüzde ellinin üzerinde bir oy alacağına da inanıyorum. Veriler de bunu gösteriyor. Gidişat da oraya doğru gidiyor. Ben arazide Bingöl'ün her tarafını geziyorum. Yani 7 ilçe, 3 belde, 300 küsur köy işte 800 küsur mezra. Belki bunun şu ana kadar hepsine gidemedim ama olabildiğince kalan yirmi gün içerisinde şehir merkezi dâhil tümüne ulaşmaya çalışacağız. Benim gittiğim her yerde, en muhafazakâr köyde de AK Parti'nin kale saydığı yerlerde de diğer köy ve ilçelerde de merkezde de inanılmaz bir dönüş var. AK Parti'ye geçmişte çok ciddi şekilde oy vermiş yerlerde göreceksiniz hem bize hem Sayın Kılıçdaroğlu'na hem de Cumhuriyet Halk Partisi olarak tabii ki ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin Saadet Partisi kontenjanının olarak adayıyım. Fakat oylarda büyük bir şey olacak. Değişim olacak.”

PEKİ, SERDAR ATALAY SEÇMENE NE ANLATIYOR?

“Önce Türkiye'nin bütün dengelerinin yerine oturması adına adalet endeksli, adalet odaklı, hak, hukuk, adalet perspektifinden bir bakış açısını bizim yerleştirmemiz gerekiyor. Yani hiç kimsenin kendisini ötekileştirilmiş hissetmediği, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin kendisini toplumun nimetlerinden geri bırakılmış görmediği ya da bütçe imkânlarından yeterince istifade ettirilmediğini kanaat getirmediği bir düzeni oluşturmamız gerekiyor. Ne oluşturmamız gerekiyor. Yani her vatandaşımız 85 milyon vatandaş özelde de Bingöl'de yaşayan 300 bine yakın vatandaşımızın, hemşerimizin bütün imkânlardan eşit şekilde yararlanması gerektiğini insanlarımıza anlatıyoruz. Yani bir genç eğer sınava girmişse sadece KPSS puanıyla bir yere girebilmeyi yani mülakatı kaldırıyoruz. Bir ihale olacaksa bütün müteahhitler eşit muamele görmeli. Yani kimseye özel imtiyazlı sayılan şeyler dışında istisnalar dışındaki o istisnalar da bir hayli genişletildi. Onların da belli bir noktada tekrar yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Zorunlu haller; işte depremdir ya da teknolojik özellik gerektiren işlerdir. Bunun dışında ihalelerin olmadığı kamu kaynaklarının israf edilmediği arazi tahsislerinin böyle ganimet malı gibi peşkeş çekilmediği, yolsuzlukların olmadığı, kayırmacılığın olmadığı, nüfus kullanımının olmadığı herkesin, yani bir milletvekilinin de bir belediye başkanının da normal bir vatandaş gibi hayatını yaşadığı hiç kimsenin bu konulardan faydalanacak düzeyde olamayacağı, toplumun en önündeki insanla ya da yetki bakımından en üst seviyedeki insanıyla en alt kademedeki vatandaşın ayrıcalığının olmadığı, birbirinden sadece konumu gereği birtakım önceliklerinin olabileceği bir düzeni arzuluyoruz.

HABER:SİNAN ATAN

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın