22 Aralık 2024 Pazar

Öğrenci andı tepkisi!

Bingöl'de Danıştay 8. Dairesinin Öğrenci Andı kararını protesto eden Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şubesi, basın açıklaması düzenledi.

20 EKİM 2018 CUMARTESİ 17:56
0
3346
0
AA aa
Öğrenci andı tepkisi!

Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şubesi'nde düzenlenen basın açıklamasını grup adına Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava okudu.

2013 yılında toplumun büyük çoğunluğunun beklentileri üzerine hukuk devleti olmanın ve demokratikleşmenin bir gereği olarak andımız kaldırılmış ve sivilleşme adına önemli bir kazanım elde edildiğini hatırlatan Kava,  “Gerici, baskıcı, militarist, totaliter zihniyetin ürünü olan öğrenci andının kaldırılmasına, toplumsal barışın ve uzlaşının sağlanması, demokratik bir Türkiye'nin inşası adına Eğitim-Bir-Sen olarak biz de destek vermiştik.” dedi.

Kava, “Ancak Danıştay 8. Dairesi, idarenin takdir hakkını hiçe sayarak, hukuki denetimin dışına çıkıp hiçbir pedagojik ve bilimsel verilere dayanma ihtiyacı duymadan ilköğretim okullarında "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmiştir. Pedagojik veya hukuki hiçbir dayanak göremediğimiz gerekçeli kararda, ülke gerçekliği ve toplumsal mutabakat bir yana uluslararası hukuk ve anayasa dahi görmezden gelinmiştir.” İfadelerini kullandı.

Danıştay vermiş olduğu kararda, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, darbe dönemi anayasalarıyla şekillenen eski Türkiye'nin ezberlerini gerekçe olarak sunmuş, hukukun evrensel ilkelerini göz ardı ederek toplumsal birliğe ağır bir darbe vurduğunu dile getiren Kava, “Dayatmacı, ayrımcı, dışlayıcı, Türkiye'nin taraf olduğu başta Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşmeye ve doğal hukuka aykırı, eski Türkiye'nin en önemli vasfı olan toplum mühendisliğinin tezahürü, farklılıkları yok sayan hatta zor kullanarak değiştiren, tek tipleştirme politikasının esas alındığı, militarist toplum kurma özleminin ürünü olan andımızın tekrar hortlatılması sonucunu doğuracak bu kararı kabul etmediğimizi dile getiriyor; itiraz merciinin adaleti ve hukuku tesis edeceğine olan inancımızı koruyoruz. Bu karar ülkemizde son on beş yıldır insan hakları ve demokrasi alanında gerçekleştirilen atılımların ve kazanımlarının idarenin hukuki denetimini yapmakla yükümlü yargı mensuplarınca halen benimsenemediği ve içselleştirilemediğini göstermektedir. Ne yazık ki yargıyı askeri darbelerle şekillendirilen müesses nizamın temsilcisi konumuna indirgeyen eski Türkiye alışkanlıklarının halen devam ettiği görülmektedir.” diye konuştu.

“Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz”

Kava, şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanı başbakan olduğu dönemde andımızın kaldırılması sürecinde şu ifadelere yer vermişti; “Andımız olarak bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan Reşit Galip'ti. Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır. Ayrı Reşit Galip insanları kafataslarına göre sınıflandıran sözüm ona bir bilim insanıydı. And uygulamasının cumhuriyetimizle uzaktan yakından ilgisi yoktur. 30'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz.”

 “Andın arka planında hiçbir bilimsel ve pedagojik gerekçe bulunmadığını, 1930lu yılların totaliter rejimlerine öykünmenin çirkin bir tezahürü olduğunu ortaya koyan bu tespit, bugün dahi geçerliliğini ve canlılığını korumaktadır.” diye Kava, şunları söyledi:

 “Mahkemeye göre Millî Eğitim Bakanlığı andımızı kaldırırken bilimsel bir gerekçeye dayanmamıştır. Ancak aynı mahkeme, andımızın kaldırılmasının eğitime etkileri ya da andımızın gerekliliği konusunda hiçbir bilimsel gerekçe öne sürememiş, kararını hiçbir bilimsel veriye veya araştırmaya dayandıramamıştır. Yine kararda öğrenci andını kaldırılmasındaki eğitim biliminin gerekleri ve pedagojik formasyon ilkeleri bakımından araştırma, inceleme ve tespit yapılmadığı ileri sürülmektedir. Oysaki kararın dayanağı kılınan Millî Eğitim Temel Kanunu ve uzun süredir uygulanmakta oluşunun arkasında eğitim biliminin hangi gereklerinin ve hangi pedagojik formasyon ilkelerin durduğu Mahkemece göz ardı edilmektedir. Kararda, andımızın “Türk Devleti'ni ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikte” olduğu gibi kerameti kendinden menkul bir gerekçeye yer verilmiş, ancak bunun neye dayanarak tespit edildiği koca bir soru işareti olarak durmaktadır.”

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın