Genç ilçesinde bir okul müdürünün kız ve erkek öğrencilerinin sınıflarını ayırması nedeniyle hakkında soruşturma açılmasına tepki gösteren Genç İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu, Bu ülkede herkes açık ve özgürce herşeyi isteyebilirken en azından düşüncesini dile dökebiliyorken ,sol kesim açık bir şekilde sosyalizmi isterken, bazı solcu sendikamsı yapıların okul çağındaki çocukların cinsel eğilimlerinin farklı olabileceğini ve cinsiyet seçme hakkının olabileceğini ve özgür iradesi ile bunu seçebileceğini savunurken bazı sol grup ve sendikaların" Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" adı altında kurdukları komisyonlarla LGBT denen bir illetin savunuculuğunu yaparken suç işlemiyorlar da okul velilerinin karma eğitim dayatmasını istememesi ve bunu uygulayan okul idaresi mi suç işliyor?
Platform tarafından yapılan açıklamada;
"Malumunuz ülkemizde sol ve sosyalist kesimlerin sistematik ve periyodik bir şekilde İslami mefhum ve yapılar ile sürekli bir hesaplaşma içinde olduğunu ve bu saldırıları gah sendikamsı yapıları ile gah medya grupları ile gah piyasadaki muhbirleri ile yaptıklarını müşahede etmekteyiz.
Özelde ilçemizdeki durum ile medyada işlenen yazılıp ve çizilen durumlara bakılınca aslında bu kesimin ne kadar çarpık ve ilkesiz olduğunu ve hesaplaşmayı sürdürdüğünü bir kez daha gördük. İlçemizde bulunan Anadolu lisesinde "Velilerin isteği üzerine okul aile birliğinin kararı" ile bazı sınıflarda "karma eğitim" okul idaresi tarafından yapılmamış ve olay İlçe Milli Eğitimin izin vermemesi üzerine durdurulmuştu. Akabinde olay bazı medya gruplarında işlenmiş okul müdürü Abdurrahman Yılmaz hedefe konulmuş ve daha da ileriye gidilip asıl yapmak istedikleri şeyleri yapmaya başlamış ve İslami kavramlar vurulmaya başlanmış bazı medya haberlerinde Müdür Bey "Şeyhülislam"a benzetilmiş hatta olay Afganistan ve Talibana bağlanmış, okul müdürünün "İstanbul Sözleşmesine" karşı olduğu Twitlerinin olduğunu yazıp konunun bağlamında olmadığı durumlara bağlanıp görevden alınması gereken bir kişi haline getirilmeye çalışılmıştı.
Burada değinilmesi gereken bazı şeylere dikkat çekmek istiyoruz:
Öncelikle sol medya ve sendikamsı yapı ve grupların alışkanlık haline getirdikleri " hedefe koy ve tuhaf benzetmeler ile itibarsızlaştır" gibi eski sosyalist moskov yöntemlerinin ülkemizdeki 28 Şubat artığı gazetecilerinin yöntemlerinin eskidiğini onlara hatırlatmak ister ve hedefe koyduğunuz mütedeyyin kişileri sizlere ve hevâlarınıza kurban etmeyeceğimizi buradan ilan ederiz.
Akabinde bu ülkede herkes açık ve özgürce herşeyi isteyebilirken en azından düşüncesini dile dökebiliyorken ,sol kesim açık bir şekilde sosyalizmi isterken, bazı solcu sendikamsı yapıların okul çağındaki çocukların cinsel eğilimlerinin farklı olabileceğini ve cinsiyet seçme hakkının olabileceğini ve özgür iradesi ile bunu seçebileceğini savunurken bazı sol grup ve sendikaların" Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" adı altında kurdukları komisyonlarla LGBT denen bir illetin savunuculuğunu yaparken suç işlemiyorlar da okul velilerinin karma eğitim dayatmasını istememesi ve bunu uygulayan okul idaresi mi suç işliyor?
Eğer bu yapıların ve medya gruplarının öğrenciler ile ilgili bir kaygıları olsaydı bu işi pedagojik anlamda yazıp çizerlerdi fakat meselenin pedagojik kaygıyla değil de ideolojik bağlamda ele alındığını görüyoruz. Aslında bu mesele ne Genç Anadolu Lisesi'nin ne de herhangi bir okulun özel meselesi değil ülkemizin belki de dünya ülkelerinin sürekli tartıştığı, bilimsel yönden ele aldığı bir konudur.
Batı'nın, ‘yüzyılın pedagojik yanlışı' olarak görüp vazgeçtiği karma eğitimin Türkiye'de ısrarla uygulanmak istenmesinin ve her gündeme geldiğinde bir rejim sorununa dönüştürülmesinin altında başka sebeplerin yattığını düşünüyoruz, “Cumhuriyet'in ilk yılları ile birlikte ve 1924'te Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun kabulüyle tüm eğitim kademelerinde karma eğitim esas olmuş, 1927 yılında Orta Öğretim Dairesinin hazırladığı tasarının Talim ve Terbiye Dairesinin olumsuz görüşüne karşın devrin Bakanı Mustafa Necati'nin oluru ile karma eğitim uygulanmaya başlamıştır. 28 Şubat süreci ile eğitimde mütedeyyin kesime karşı Ortaçağ engizisyon mahkemelerini andıran katsayı, başörtüsü yasağı, zorunlu ilköğretim yasası, kız ve erkek liselerinde karma eğitime geçilmesi vb. kararlar alınmış; 1999 seçimlerinden sonra Bülent Ecevit başbakanlığında kurulan hükümette Millî Eğitim Bakanı olan Metin Bostancıoğlu döneminde, 28 Şubat süreci ile resmi eğitim ve öğretim kurumlarında sıkı bir şekilde uygulanan antidemokratik uygulamalar, yetişkinlerin katıldığı halk eğitim kurslarında ve özel okulları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
Ayrıca 28 Şubat uygulamasının hâlâ devam ettiriliyor olması yeni Türkiye'nin gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Toplumun beklenti ve taleplerine cevap verecek şekilde kız, erkek ve karma olmak üzere farklı uygulama biçimlerinin hayata geçirilmesi için düzenleme yapılması yönündeki talebimizi bir kez daha seslendiriyoruz" ifadelerine yer verildi.
HABER:SİNAN ATAN